Loading...

Jinekolojik kanserler denince rahim, yumurtalık ve rahim ağzı kanserleri ön planda düşünülür, çünkü bu 3 organın kanseri tüm jinekolojik kanserlerin %95’ini oluşturur. Kalan %5’lik kısmı ise çok daha nadir görülen vajina kanseri ve dış genital organların kanseri (vulva kanseri) oluşturur.

Dünya genelinde her yıl 1.300.000’u aşan sayıda kadın jinekolojik kanser tanısı almakta ve 600.000’in üzerinde kadın jinekolojik kanserlere bağlı olarak hayatını kaybetmektedir. Kadınlarda en sık görülen 10 kanserden 3’ü jinekolojik kanserdir.

RAHİM KANSERİ:

Gelişmiş ülkelerde ve ülkemizde en sık görülen jinekolojik kanser olup en sık rahim iç zarından gelişir ki bu kanser endometrium kanseri olarak adlandırılır.





Çoğunlukla ileri yaşta, menopoz sonrası saptanır. Jinekolojik kanserler arasında başarı şansı en fazla olan kanserdir, çünkü hastaların %95 kadarında hastalık erken dönemde belirti verir ve tanı anında çoğu hastada hastalık rahim dışına sıçramamıştır.

Kimler rahim kanseri riski taşır?

- Kilolu olanlar
- Gebe kalmayanlar
- Emzirmeyenler
- Menopoza geç girenler
- Şeker - tansiyon hastaları
- Rahim kanserli yakını olanlar
- Kolon kanserli yakını olanlar

Rahim kanserinin belirtileri nelerdir?

- Menopoz öncesi dönemde:
     -- Düzensiz, adet dışı kanamalar (ara kanamaları)
     -- Düzenli, fazla miktarda veya uzun süre devam eden adet kanamaları
     -- Hem düzensiz, hem de fazla miktarda veya uzun süreli olan kanamalar
- Menopoz sonrası dönemde:
     -- Her türlü kanama (süresi veya miktarı ne kadar olursa olsun)

Rahim kanseri tanısı nasıl konur?

Kesin tanı için rahim iç zarından biyopsi alınmalıdır. Bu işlem lokal veya genel anestezi altında yapılabilir.

Rahim kanseri nasıl tedavi edilir?

Rahim kanserinde esas tedavi yaklaşımı cerrahidir. Cerrahi aynı zamanda hastalığın rahim dışına yayılmış olup olmadığını da ortaya koyar. Çoğu hastada tek başına cerrahi tedavi için yeterli olur. Rahim dışına yayılan hastalık söz konusu olduğunda cerrahiden sonra ışın tedavisi (radyoterapi) ve ilaç tedavisi (kemoterapi) uygulaması da gerekli olur.

Rahim kanserinde tedavi sonrası takip nasıl yapılmalıdır?

Tüm kanserlerde olduğu gibi rahim kanseri de tedavi sonrası tekrarlama riski taşır. Bu nedenle tedavi bittikten sonra hastalar düzenli aralıklarla kontrol edilmelidir. Bu kontrollerin temel amacı hastalık tekrarının erken tespiti ve bu yolla tedavi şansının artırılmasıdır.

Tedavi bittikten sonraki ilk 2 yıl içinde tekrarlama riski en fazladır. Bu nedenle ilk 2 yıl 3 ayda bir kontroller önerilir. İlk 2 yıl sorun saptanmazsa hasta sonraki 3 yıl boyunca 6 ayda bir kontrole çağrılır. 5 yıl sorunsuz atlatıldığında tekrarlama riski son derece azalır ve hastalara yılda bir kontrol önerilir.


YUMURTALIK KANSERİ (OVER KANSERİ):

Gelişmiş ülkelerde ve ülkemizde ikinci en sık görülen jinekolojik kanserdir. En sık yumurtalıkları dıştan saran zardan gelişir ki buna epitelyal over kanseri denir.


 

Yumurtalık kanseri de tıpkı rahim kanseri gibi çoğunlukla ileri yaşta, menopoz sonrası görülür, ama nadir görülen bazı tipler genç yaşlarda da ortaya çıkabilir.

Kimler yumurtalık kanseri riski taşır?

- Gebe kalmayanlar
- Emzirmeyenler
- Menopoza geç girenler
- BRCA gen mutasyonu olanlar
- Yumurtalık kanserli yakını olanlar
- Meme kanserli yakını olanlar


Yumurtalık kanserinin belirtileri nelerdir?

Bu hastalığa özgül bir belirti olmadığı gibi erken aşamalarda hastalık hiç belirti vermez. Karında şişlik, iştahsızlık, hazımsızlık, bulantı, kusma, kabızlık ve sık idrara çıkma hastalarda görülebilen şikayetler arasındadır.

Yumurtalık kanseri tanısı nasıl konur?

Muayene, ultrason ve kanda CA 125 testi tanı için faydalıdır. Ama kesin tanı için cerrahi ve patolojik inceleme şarttır.

Yumurtalık kanseri erken aşamalarda belirti vermediği ve erken tanıyı sağlayacak herhangi bir test olmadığı için maalesef genellikle tanı sırasında hastalık çoğu hastada yumurtalık dışına sıçramıştır. Bu nedenle de kadın kanserleri arasında en tehlikeli olandır.

Özellikle genetik risk taşıdığı belirlenen kadınlarda belli bir yaşın üzerinde yumurtalıkların tüplerle birlikte cerrahi olarak alınması bu kanseri önlemede en etkili yaklaşımdır.

Yumurtalık kanseri nasıl tedavi edilir?

Yumurtalık kanserinde esas tedavi yaklaşımı cerrahidir. Jinekolojik kanserler arasında en geniş kapsamlı cerrahi genellikle bu hastalıkta uygulanır, özellikle hastalık yumurtalık dışına çıktığında geride hastalıklı organ bırakmamak tedavi açısından son derece önemlidir. Bu nedenle çok sayıda organın çıkarılması gerekebilir.

Hastaların önemli bir kısmında cerrahi tedavi açısından tek başına yeterli olmaz ve cerrahi sonrasında kemoterapi de gerekli olur.

Tanı anında cerrahi olarak hastalığı tümüyle ortadan kaldırmak mümkün olmadığında cerrahiden önce 2-3 kür kemoterapi uygulayıp hastalık geriletildikten sonra cerrahi yoluna gidilebilir. Buna neoadjuvan kemoterapi adı verilir. Cerrahiden sonra kemoterapiye yine devam edilir.

Yumurtalık kanserinde tedavi sonrası takip nasıl yapılmalıdır?

Tüm kanserlerde olduğu gibi yumurtalık kanseri de tedavi sonrası tekrarlama riski taşır. Bu nedenle tedavi bittikten sonra hastalar düzenli aralıklarla kontrol edilmelidir. Bu kontrollerin temel amacı hastalık tekrarının erken tespiti ve bu yolla tedavi şansının artırılmasıdır.

Tedavi bittikten sonraki ilk 2 yıl içinde tekrarlama riski en fazladır. Bu nedenle ilk 2 yıl 3 ayda bir kontroller önerilir. İlk 2 yıl tekrarlama saptanmazsa hasta sonraki 3 yıl boyunca 6 ayda bir kontrole çağrılır. 5 yıl sorunsuz atlatıldığında tekrarlama riski azalır ve hastalar yılda bir kontrole çağrılabilir.


RAHİM AĞZI KANSERİ (SERVİKS KANSERİ):

Gelişmiş ülkelerde ve ülkemizde 3. en sık görülen jinekolojik kanserdir, ama dünya genelinde en sık görülen jinekolojik kanserdir. Yine dünya genelinde meme, kalın bağırsak ve akciğer kanserinden sonra kadınlarda en sık görülen kanserdir.




Diğer sık görülen jinekolojik kanserlerden farklı olarak nispeten daha genç yaşlarda da görülebilen bir kanser olduğu için kadınları en verimli çağlarında etkileyen bir hastalıktır. Ama bu kanser jinekolojik kanserler arasında tamamen önlenebilecek tek kanserdir. Hem HPV aşısı ile hastalığın etkeni olan HPV’nin bulaşması, dolayısıyla kanser gelişmesi önlenebilmekte, hem de düzenli muayeneler sırasında rahim ağzından alınan sürüntüde smear testi veya HPV testi yapılarak çok erken aşamalarda (kanser öncüsü lezyonlar aşamasında) hastalık saptanıp cerrahi gerekmeden, basit yaklaşımlarda tedavi sağlanabilmektedir. 

 

Kimler rahim ağzı kanseri riski taşır?

- HPV bulaşmış olanlar
- Bağışıklık sistemi iyi çalışmayanlar
- Riskli veya korunmasız cinsel ilişkide bulunanlar
- Eşinde HPV veya siğil olanlar
- Sigara içenler

Rahim ağzı kanserinin belirtileri nelerdir?

Bu hastalık özellikle erken aşamalarda hiç belirti vermeyebilir, bu nedenle düzenli muayeneler, smear ve HPV testleri son derece önemlidir. Hastalığın daha ileri aşamalarında düzensiz kanamalar, kanlı, özellikle et suyu benzeri kanamalar ve cinsel temas sırasında kanamalar görülebilir.

Rahim ağzı kanseri tanısı nasıl konur?

Muayene sırasında rahim ağzında anormallik görülen hastalarda, smear sonucu anormal olanlarda veya kanser yapan HPV’si pozitif olanlarda kesin tanı kolposkopi eşliğinde yapılan biyopsi ile konur. Kolposkopi rahim ağzının büyüteçle incelenmesi işlemine verilen addır. Bu işlem sırasında rahim ağzının normal olup olmadığı saptanır. Rahim ağzı anormal olanlarda da kolposkopi hangi bölgenin anormal olduğunu, dolayısıyla nereden biyopsi alınacağını gösterir. 

Rahim ağzı kanseri nasıl tedavi edilir?

Hastalık tanı anında erken aşamada ise esas tedavi yaklaşımı cerrahidir, cerrahiden sonra düşük oranda bir hasta grubunda radyoterapi gerekli olur.

Tanı anında hastalık rahim ağzı dışına çıkmış veya tümör çapı belli bir boyutun üzerinde ise hastaların tedavisi için radyoterapi ve kemoterapi birlikte uygulanır.

Rahim ağzı kanseri kanserinde tedavi sonrası takip nasıl yapılmalıdır?

Tüm kanserlerde olduğu gibi rahim ağzı kanseri de tedavi sonrası tekrarlama riski taşır. Bu nedenle tedavi bittikten sonra hastalar düzenli aralıklarla kontrol edilmelidir. Bu kontrollerin temel amacı hastalık tekrarının erken tespiti ve bu yolla tedavi şansının artırılmasıdır.

Tedavi bittikten sonraki ilk 2 yıl içinde tekrarlama riski en fazladır. Bu nedenle ilk 2 yıl 3 ayda bir kontroller önerilir. İlk 2 yıl tekrarlama saptanmazsa hasta sonraki 3 yıl boyunca 6 ayda bir kontrole çağrılır. 5 yıl sorunsuz atlatıldığında tekrarlama riski artık ortadan kalkmıştır ve normal kadınlarda olduğu gibi düzenli, yılda bir muayene önerilir.



Adres
Kızılırmak Mahallesi 1450. Sokak Ankara Ticaret Merkezi B Blok, Kat: 5, No: 26 Çankaya, ANKARA
Bizi Takip Edin!
Bu web sitesindeki içerikler tamamiyle bilgilendirme amaçlıdır. Gerçek doktor kontrolünün ve muayenesinin yerini tutamaz. En doğru teşhis için lütfen doktorunuza başvurunuz.